7 Mayıs 2013 Salı

Kaz Dağları ve Sarı Kız Efsanesi

Kaz Dağları ve Sarıkız Efsanesi 

          Kaz dağları Balıkesir'den Çanakkale'ye kadar uzanan sıra dağlardır. Adını Bu dağda yaşamış ermiş Sarı kız isminde hatundan alır. 

Ayvacık'ın bir köyünde ailesi ile yaşarken, çok küçük yaşta annesi vefat eder. Babası Sarı kıza “biliyorsun anneni çok severdim, burada çok hatırası var, anneni unutmam zor oluyor. Buradan göçelim" der ve Kaz dağlarının eteğindeki Güre köyünün yakınlarındaki Kavurmacılar köyüne gelerek yerleşirler. 

Burada çobanlık yaparak geçimlerini temin ederler. Köyde çok sevilirler. Köyün yaşlıları, gençleri sarı kızın babasına akıl danışıyorlar. Köylüler onun ermiş olduğunu düşünürler. Aradan yıllar geçer Sarı kız büyür güzel bir kız olur. Babası da yaşlanır. Aklında hep hacca gitme fikri vardır. Hacca gidebilmek için namazında niyazında sürekli Allah’a yalvarıyordur. Sarı kız babasının bu isteğini yerine getirebilmesi için onu teşvik eder. Babasına artık büyüdüğünü kendisine bakabileceğini, daha fazla yaşlanmadan hacca gitmesi gerektiğini söyler. Babası kızını komşusuna emanet eder, hacca gider. O zamanlar hacca gitmek şimdiki gibi kolay değil, belki altı ay belkide daha fazla zaman almaktadır. Çünkü  o zamanlar yolun büyük bir kısmı yaya gidiliyordu.

Babası hacca gittikten sonra, köyün delikanlıları, Sarıkıza talip olurlar. Sarıkız hiçbirine yüz vermez. Onlarda dedikodu yayarak Sarıkıza iftira ederler.

Baba hac'dan dönünce kimse yüzüne bakmaz, selamını almazlar. Sarı kızı teslim ettiği komşusuna bunun sebebini sorduğunda, Sarı kızın kötü yola düştüğünü söyler. Baba günlerce düşünür. O zamanlar son derece önemli olan hac hayrını da yapamaz. Köyde yaşayabilmesi için namusunu temizlemesi gerekmektedir. Fakat çok sevdiği kızını öldürmeye kıyamaz. Yanına aldığı birkaç kazla birlikte kızını, şimdi ki kaz dağının zirvesine götürüp oraya bırakır. Orada  yabani hayvanlara yem olacağını düşünür.

Aradan yıllar geçer, Bayramiç tarafından gelen yolcuların dağda yollarını kaybettiklerinde, darda kaldıklarında kendilerine sarı bir kızın yol gösterdiğini, yardım ettiğini söylerler. Kazlarının olduğunu, hatta bunların bir gün Bayramiç ovasına  inerek çiftçilerin mahsülüne zarar verdiğini, köylülerin bu durumu sarı kıza söylemeleri üzerine, Sarı kızın eteğine doldurduğu taşları saçarak, bir avlu oluşturduğunu, kazlarında artık aşağılara inmediğini söylerler. Kaz avlusu diye anılan bu alanın duvar kalıntılarıyla günümüzde bile gözükmektedir.

Bu hikayeleri dinleyen baba, bunun Sarı kız  olabileceğini düşünür. Dağın yolunu tutar, zirveye vardığında, duvarlarla çevrili kazların bulunduğu bir alanla karşılaşır.  Kızının bugün sarı kız tepe diye anılan yerde bulur. Sarı kız, babasını gördüğüne çok sevinir. Ona saygı gösterir, hürmet eder. Babası namaz kılmak için abdest almak ister. Sarı kız abdest alması için babasının eline su döker. Babası suyun tuzlu olduğunu söyler. Sarı kız aceleden yanlışlıkla denizden aldığını söyler ve testisini Güre sahillerinde bulunan açık denizin içinden kaynak suyu çıkmaktadır. Bahse konu bu su içilebilir bir sudur. Fakat denize karıştığından dolayı içilemez. Sarı kız kolunu dağdan denize kadar uzatıp kaynakğın çıkısından suyu alır. Yeni doldurduğu suyu babasının  eline döker. Babası buz gibi tatlı suyu tadınca kızının erdiğini anlar. O sırada siyah kara bir bulut gökyüzünü kaplar, Sarı kız kaybolur. Babası kızının erdiğine, sırrının açığa çıkması nedeniyle de kaybolduğuna kanaat getirir. Kızına iftira edildiğini anlar ve köylülere beddua eder. 

Bugün Kavurmacılar köyünde yaşayan kimse kalmayıp, muhtar, köy mührünü, yaşayan kimse kalmadığı için Kaymakamlığa teslim etmiş ve köyün adı kütükten silinmiştir. Sarı kızın babası üzüntü ile tepelerde dolaşırken bugün ''Baba Tepe'' denilen yerde ölür. Yöre halkı Sarı kıza ve babasına dağın yassı taşlarıyla üst üste koyarak mezar yaparlar. Sarı kızın mezarının olduğu tepeye ''Sarı Kız Tepe'', Babasının bulunduğu tepeye Baba tepe derler. Yöre halkı her yıl Ağustos ayında Sarı kız ve babasını anmak için buralara çıkarlar.

Bence geç kalınmış bir vefasızlık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder