2 Nisan 2018 Pazartesi

Sihirli Krem


SİHİRLİ KREM

Arkadaşlar kremin özelliği ağrınız olan yere sürüyorsunuz, mümkün mertebe yedirmeye çalışıyorsunuz, nemli bir duruma geldiğinde streç film yada havlu ile sarıp 15-20 dakika bekletiyorsunuz, sonrasında ağrının kesildiğini göreceksiniz. Ben bunu boyun tutulmasında ve eklem ağrılarında kullandım. Gerçekten de sonuç çok iyi kesinlikle denemelisiniz. 

İçindekiler 
Kekik yağı
Karanfil yağı
Cam terebentin
Biberiye yağı
Kantaron yağı
Portakal yağı
Plesenk yağı Nane yağı
Alabalık yağı
Cörekotu yağı
Balmumu
Mentol
Vazelin
 tamamen doğal, orijinal bitki formülü olan sihirli krem  Sabah akşam uygun bir biçimde kullanılan bir kremdir. Kullanılan günler artık daha mutlu ve rahat geçeceğine emin olabilirsiniz.
Mükemmel mucizesi sayesinde, verdiği etkiyle birlikte yakın çevrenize bile önereceksiniz. 
Boyun ağrısı, bel ağrısı kadar fazla görülmese bile, hemen hemen her yaş grubunda karşılaşılan, hayat kalitesini azaltan, iş gücü kaybına yol açan önemli bir problemdir.

Yanlış oturma, psikolojik stres altında yaşama, ani yada sürekli soğuk havaya maruz kalmak ve yorgunluk gibi durumlar boyun ağrısı sebepleridir. Uzun süre bilgisayar karşısında kalma, tek noktaya odaklanmak boyun kaslarının yeteri kadar hareket etmesini önler ve ağrıya yol açar.

Boyun ağrısı insanların yaşamını olumsuz yönde etkiler. 
 Herhangi bir yan etkisi bulunmayan bu ürün içeriğinde hiçbir zararlı kimyasal madde yoktur.

Vücudun herhangi bir noktasından kaynaklanan, gerçek veya olası doku hasarıyla beraber yer alan, insanın geçmişteki deneyimleri ile alakalı, duygusal ve hoş olmayan bir duygudur. Ağrı her zaman insana özeldir.
Bu sebeple insandan insana büyük farklılık taşır.

İnsan doğduğu zamandan başlayıp birçok uyaran ile karşı karşıya gelir. Dini, dili, cinsiyeti ve kültürü insanın yapısını meydana getirir Ağrı duygusu beden fonksiyonlarının düzeltilebilmesi için alarm görevi görür. Ağrı dokunma duyusu ile tamamen aynı özellikleri taşır.

Bazı zamanlarda uykudan uyanılınca boyunda tutulma ve hareket ettirmede zorluk görülebilir. Bazı zamanlarda ise farkında olmadan cereyanda kalmak sonucunda omuzlarda, kulunçlarda, dizlerde vücudun diğer bölgelerinde sancılar oluşur.

Uzun müddet araba kullanmak ve uzun süre bilgisayar başında kalmak kulunçları ve bacak kasları gibi bölgelerin ağrımasına yol açar. Bütün bu problemleri önlemek için birçok farklı yöntem vardır.

Mesir Macunu


MESİR MACUNU 

Anadolu’da halen de kullanılmakta olan ve afrodizyak olduğuna inanılan yiyeceklerin başında Mesir Macunu geliyor. Uygarlıklar beşiği Anadolu’nun en eski tarihî kentlerinden olan Manisa, aynı zamanda kaynağını tarihten alan köklü bir geleneğe “Mesir” geleneğine sahiptir. Yaklaşık 500 yıldır devam eden bu güzel gelenek, şehirde değişik anlamlı bir yardımlaşma ve bayram havasına sebep olmaktadır. Önceleri tedavi edici özelliklerinden dolayı, sonraları gelenek olarak halka saçılan “Mesir Macunu”nun ortaya çıkışı hakkında çeşitli söylenceler vardır.
 
Mesir’in hem erkeklere hem de kadınlara iyi geldiğine dair inanışlar bulunmaktadır. Mesir Macunu için, Manisa’da bulunan Celal Bayar Üniversitesi’nin bilimsel görüşlerine göre: Mesir, dilimizde “gezilecek yer, gezi yeri” anlamına gelmektedir. Anadolu ve Ön Asya'nın çok eski bir geleneğinden gelen Mesir'in 5000 yıl öncesinde bile örneklerine rastlamak mümkün. Genel Tıp kitaplarının bir kısmında mesire benzeyen bir macunun Sümerliler zamanında kullanıldığını yazmaktadırlar. İlk defa Sümerliler, ünlü şehirlerinden biri olan Nippur’da ana maddesi İsin olan bir otla çeşitli baharatları kaynatarak bir macun elde edip bunu altın kapta saklayarak ilkbahar aylarının başlangıçlarında hastalara ikram ederlermiş. Aynı şekilde hazırlanmış çeşitli macunların dertlere şifa olması amacıyla Ön Asya ve Anadolu medeniyetlerinde dağıtıldığı, kaynaklarda belirtilmektedir.

Mesir Macunu’nun Tarihçesi
Mesir Macunu; Mutasavvıf Hekim Merkez Efendi tarafından bulunmuştur. Merkez Efendi -asıl adı Muslihiddin Efendi- 15 yüzyılın ikinci yarısında, 1460 yılında Denizli'nin Buldan ilçesine bağlı Sarımahmutlu köyünde doğmuştur. Ailesinin Selçuklu Germiyanoğulları’nın bir koluna bağlı olduğu tahmin ediliyor. Öğrenimi için babasının yakın dostu olan zamanın ünlü bilginlerinden Hızır Ahmet Paşa’nın yanına Bursa'ya gitmiştir. Daha sonra hocası tarafından zamanının en ideal üniversitesi olan İstanbul Fatih Medresesi’ne kayıt yaptırır.
1520 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi, Yavuz Sultan Selim'in eşi Ayşe Hafza Sultan, eşinin ölümünden sonra oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ı Manisa Valiliğinden alarak İmparatorluğun başına getirir. Kendisi de Manisa’da kalır ve kendi adına inşa edilen Külliye inşaatı ile ilgilenir.
Hafza Sultanın isteği, titizlikle inşa edilen bu ilim, kültür ve sosyal kurumun başına otoriter, konusunda bildiği, uzman bir kişiyi getirmektir ve sonunda Merkez Efendi Manisa'ya tayin edilir. 1523 yılında başına geçtiği Sultan Camii ve KülliyesiSultan Cami, medrese, Sıbyan mektebi, imarethane ve hamamdan oluşmaktadır. Merkez Efendi Manisa'ya yerleştikten kısa bir süre sonra halkın sorunları ile yakından ilgilenmeye başlar. Hasta olanlar için çeşitli otlardan ilaçlar yaparak onları iyileştirir. Bu çalışmalar üzerine imarethanenin bir kısmı Bimarhane'ye (Sağlık Bölümü ve Revir) dönüştürülür. Hastalar artık burada tedavi edilmeye başlar. Bir süre sonra burası yeterli gelmemeye başlar. Merkez Efendi’nin talebi üzerine saraydan ödenek gönderilerek 1526 yılında bugünkü yerinde Bimarhane'nin  bir kısmı inşa edilir. Darüşşifa'nın açılmasından kısa bir süre sonra Manisa Valisi Şehzade Mustafa'ya Kanuni Sultan Süleyman tarafından acil bir mektup gelir. Ayşe Hafza Sultan'ın bir hastalığa yakalandığını ancak tüm doktorların çabasına rağmen iyi edilemediği yazılıdır.
Merkez Efendi'ye durumu bildirirler. Bunun üzerinde yoğun bir çalışmaya başlar. Sonunda 41 değişik baharattan ürettiğimacunu, tarifi ile beraber saraya gönderir. Ayşe Hafza Sultan, üretilen bu macun ile sağlığına tekrar kavuşur. Bu macunun her yıl aynı dönemde üretilerek halka saçılmasını buyurur. Bunun üzerine her yıl 21 Mart “nevruz günü” 41 çeşit baharat karılarak hazırlanan mesir macunu halka dağıtılır. Bu olaydan sonra Merkez Efendi’nin ünü imparatorluk sınırlarını aşar. Macun’un halk arasında rağbet görmesi ve talebin büyük boyutlara ulaşmasıyla, zamanla talebin karşılanamaz hale gelmesi ve şikayetlerin artması nedeniyle Manisa’daki Sultan Camii kubbe ve minarelerinden halka saçılmasına karar verilir.
Mesir Macununun ününün giderek yaygınlaşması, bölge hatta ülke çapında talep edilir hale gelmesine paralel olarak halka saçım işi törenselleşmiş ve bir şenlik haline gelerek bugünlere kadar ulaşmıştır. Günümüzde Nevruz günü, Sultan Külliyesindedüzenlenen Dua Töreni İle yapımına başlanan Mesir Macunu, Nisan ayında sosyal, kültürel, sportif çeşitli faaliyetlerle kutlananMesir Şenliklerinin Nisan ayının üçüncü ya da dördüncü Pazar gününe rastlayan saçım töreninde halka saçılmaktadır. Saçım Töreni gerek çeşitli rahatsızlıklarına şifa arayan gerekse de sadece izlemeye gelenler ile yerli yabancı turistler tarafından büyük rağbet görmektedir. Minare ve kubbelerden saçılan ve şifalı olduğuna inanılan mesir macununu kapabilmek için Türkiye'nin çeşitli illerinden Manisa'ya gelerek Sultan Meydanı'nda toplananlar, ilginç görüntüler oluşturmaktadırlar…
Kesin olmamakla beraber ilk mesir macunu dağıtımının 1527-1528 yıllarına rastladığı sanılmaktadır. 1529 yılında Şeyhinin ölümü üzerine Merkez Efendi İstanbul'a giderek yerine geçmiş ve burada eğitim vermeye devam etmiştir.
Mesir Macununun Terkibi
469 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan, 41 sayısı ile manevi etkisi de arzulanan Mesir Macunu'nun terkibine giren ve tıbbi tesiri bilinen baharat ve maddeler şunlardır:
Anason, hindistan cevizi, hindistan çiçeği, çam sakızı, çivit, çöpçini, çörekotu, dar-ı fülfül, galanga, günbalı, hardal tohumu, havlican, hıyarşenbe, kakule, kalbarda, karabiber, karanfil, kebabe, kimyon, kırımtartar, kişniş, Iimontuzu, iksir, mailleziz, meyanbalı, mirsafi, portakal kabuğu, ravend kökü, safran, sakız, sarı halile, sinameki, şamlı şeker, rezene, tarçın, tarçın çiçeği, teke mersini, tiryak, udülkahar, vanilya, yenibahar, zağfiran, zencefil, zerdeçöp, zulumba. 

Anason: İştah açıcı ve karminatif olarak kullanılır. Karminatif etki, bağırsaklardaki fermantasyona engel olmasından ileri gelir.

Çivit: Halk arasında kabakulak ve pnömorinde kullanılır.
Çörekotu: Gaz söktürücü olarak kullanılır.
Çöpçini: Kökünün kaynatılmış suyu egzamada kullanılır. Bileşimindeki tanenden dolayı astrenjan etkisi vardır.
Dar-ı fülfül: Öksürük kesici ve bedeni ısıtıcı olarak kullanılır.
Hardal tohumu: İştah açıcı ve mideyi yatıştırıcı olarak kullanılır.
Havlıcan: Öksürük kesici ve ağız kokusunu gidericidir.
Hıyarşenbe: Müshil olarak kullanılmaktadır.
Hindistancevizi ve besbase: Kaynatılmış suyu mide ağrılarına iyi gelir. Etkisi, bileşimindeki uçucu yağlardan ileri gelir.
Hindistan çiçeği: Hazım kolaylaştırıcıdır.
Kakule: Lezzet verici, iştah açıcı olarak kullanılır.
Kalbarda: Mide ağrılarına iyi gelir.
Karabiber: Öksürük kesici, uyarıcı ve baharat olarak kullanılmaktadır.
Karanfil: Ağız kokusunu giderici, diş çürüklerinde ve diş ağrılarında kullanılır.
Kebabiye: İdrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır.
Kimyon: İştah açıcı, gaz söktürücü ve terletici olarak kullanılır.
Kırım tartar: Kaşıntılı deri hastalıklarında kullanılır.
Kişniş: Gaz söktürücü ve iştah açıcıdır.
Limon tuzu: Macunun fazla tatlı etkisini hafifletmek için kullanılır.
Ma-i leziz: Kalıcı tatlılık sağlar.
Meyan balı: Öksürük kesici, idrar arttırıcı olarak kullanılır.
Portakal kabuğu: Mideyi uyarıcı, koku verici olarak kullanılır.
Revan kökü: Laksatif ve hemoroit tedavisinde kullanılır.
Safran: Çarpıntı giderici ve ferahlık verici.
Sakız: Mideyi rahatlatıcı ve nefes darlığında öksürük gidericidir.
Sarı halile: İştah kesici olarak kullanılır.
Sinameki: Müshil olarak kullanılır.
Şamlı ve şaşlı: Kadın hastalıklarına iyi gelir.
Şeker: Macunun kıvamını veren ve tatlandıran ana maddedir.
Rezene: Mide rahatlatıcı ve gaz söktürücü.
Tarçın: Kabızlığı ve karın ağrılarını giderir.
Tarçın çiçeği: Koku özelliği için kullanılır.
Teke mersini: Macun terkibinin daha değişik kokması için kullanılır.
Tiryak: İlk çağlardan beri her derde deva olarak kullanılan, muhtelif maddelerden meydana gelmiş bir terkiptir.
Ud-ül-kahar: Diş ağrısı ve diş nezlesine karşı kullanılır.
Vanilya: Uyarıcı, olarak bilinir.
Yeni bahar: Kuvvet verici olarak macunlara konulur.
Zencefil: Nefes darlığı, soğuk algınlığı ve astıma karşı kullanılır.
Zerde çöp: Kuvvet verici ve mideyi koruyucudur.
Zulumba: Mide rahatsızlıklarında ve hemoroitte kullanılır.
Mesir macununun asıl kullanımında bulunan baharat çeşitlerinin bir kısmının doğada artık bulunmuyor olması nedeni ile mevcut baharatlar ile bu işlem yürütülmektedir.
Mesir Macununun kullanımı şöyledir:
Erişkinlere sabah, öğle, akşam aç karnına birer kaşık; büyük çocuklara günde üç defa birer tatlı kaşığı, küçük ço­cuklara ise yemeklerden evvel günde üç defa birer çay kaşığı.Faydasını görmek isteyenlere kırk gün müddetle aksat­madan kullanmaları tavsiye edilirdi. Ayrıca hemen hemen her zaman tatlı niyetine yenirdi.
Mesir Macunu'nun Özellikleri
Mesir Macunu'nun genel özellikleri hoş ve lezzetli kokusudur. Diğer özellikleri arasında ağrılara, sancılara, soğuk algınlıklarına, hazımsızlıklara, iştahsızlıklara ve ağız kokusuna karşı kullanılmasını sayabiliriz.
Mesir Macunu’nun Tıbbî Değeri  
Yukarıda bazılarını saydığımız bazı bitkilerin farmakolojik özellikleri göz önünde bulundurularak mesir macunu iştah açıcı, gaz giderici, barsak paristalizmi arttırıcı, idrar yaptırıcı, uyarıcı ve afrodizyak etkileri taşır. Eski hekimlerin düşüncelerine göre insanların kışın kuru gıda aldıklarından kanları koyulaşır, pislenir, iç organları çalışma düzenini kaybeder. Bu nedenle insanların sıvı dengesini ayarlamak gerekir. İlkbaharda yeşil, taze, bol gıda ortaya çıkınca o devrin insanları kan aldırmak, lavmanla barsakları boşaltmak, diüretiklerle bol idrar yaptırmak sureti ile vücudun dengesini kendilerine göre ayarlarlardı. Bu işe gecenin ve gündüzün eşit olduğu nevruz gününde başlamak gerekirdi. Hipokrattan beri gelen ve hekimlerce kabul edilen dört unsur teorisinin bir neticesidir.
Mesir Macunu’nun Faydaları
Celal Bayar Üniversitesi’nin raporuna göre Mesir Macununun, “İştah açıcı; gaz giderici, kuvvet verici, idrar yaptırıcı, yorgunluk giderici, hormonları hareket ettirici etkileri vardır. Halk arasındaki bazı inanışlara göre;
·        Bu macundan kim yerse yesin, o yıl boyunca hiçbir zehirli hayvan sokmaz.
 ·       Nevruz günü ağır hastalar bile yese iyi olur.
·        Macunu yiyen gelinlik çağındaki genç kızlar, o yıl içerisinde evlenirler.
·        Macunu yiyen, o sene boyunca bütün hastalıklardan korunur.
·        Cinsi kuvveti arttırdığına inanılır.
·        Çocuğu olmayanlar alırsa arzularının gerçek olacağına inanırlar.
·        Çocuk hastalıklarına iyi gelir.

26 Ekim 2017 Perşembe

Ünsal ARSLANKAYA


ÜNSAL ARSLANKAYA



1969 yılında, KAYSERİ/SARIZ/YEDİOLUK köyü’nde dünyaya geldi.ilk okulu köyünde bitirdi.

1987 yılında Pınarbaşı lisesi edebiyat bölümünden mezun olduktan sonra, 1987-1988 öğretim yılında Pınarbaşı'nın kırım uşağı köyünde vekil öğretmenlik yaptı.

1989 yılında astsubay okulunu kazandı ve 14 ay okuduktan sonra göreve başladı.10 yıl görev yaptıktan sonra malulen emekli oldu. Halen Kayseri de ikamet etmekte olup, evli ve iki çocuk babasıdır. Uzun yıllardır para-psikoloji alanında yaptığı çalışmalardan dolayı; profesyonel anlamda kişilik analizleri, kişisel – kurumsal danışmanlıklar ve yaşam koçluğu yapmaktadır.

7 Ekim 2016 Cuma

NEDEN İŞ GÜVENLİĞİ



NEDEN İŞ GÜVENLİĞİ


Eski bir değiş vardır,

Bir MIH, bir NAL kaybettirir,
Bir NAL, bir AT kaybettirir
Bir AT, bir KOMUTAN kaybettirir,
Bir KOMUTAN, bir SAVAŞ kaybettirir,
Bir SAVAŞ, bir ÜLKE kaybettirir,

Bütün bunlara sebep, sadece bir MIH

İşletmede İş Güvenliği kurallarına uymamak bir çok kazaya sebebiyet vermektedir. Kazalar ise ölümlere, Ölümler psikolojik çöküntüye, üretim kaybına, maliyetin artmasına ve maddi  - manevi kayıplara yol açar. Bu kayıplar işletmenin itibarıyla birlikte rekabet gücünü yok eder. Rekabet gücünü ve itibarını kaybeden işletmenin ayakta kalması düşünülemez.   


Bütün bunlara sebep İş Güvenliği kültürünü ya işletmesine yerleştirerek varlığını güvenle sürdürecek, ya da yok olacaktır. Çünkü İş Sağlığı ve Güvenliği işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için hayati önem taşımaktadır. 

18 Şubat 2016 Perşembe

18 Şubat 2016 Pendik'te Okula Molotoflu Saldırı


Pendik'te Okula Molotoflu Saldırı

Pendik, Kavakpınar'da kimliği belirsiz kişilerce Nurettin Topçu İmam Hatip lisesi ve UCZ marketine molotoflu saldırı yapıldı. 

18 Şubat 2016 Kavakpınar'da İmam Hatip Lisesine Saldırı



KAVAKPINAR'DA İMAM HATİP LİSESİNE MOLOTOF KOKTEYLİ SALDIRI

İstanbul Pendik Kavakpınar'da Nurettin Topçu Anadolu İmam Hatip Lisesi ve UCZ Marketlerine saat 22:00 - 22:30 sularında kimlikleri belirsiz kişilerce molotof kokteyli atıldı.
18.02.2016